Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Nilüfer’de edebiyat rüzgarı: Yavuz Ekinci okurlarıyla buluştu

Nilüfer’de edebiyat rüzgarı: Yavuz Ekinci okurlarıyla buluştu
A+
A-

Ödüllü yazar Yavuz Ekinci, Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği Koza Buluşmaları’nda okurlarıyla bir araya geldi. Ekinci, son kitabı “Aziz” üzerinden korku ve umut kavramlarını değerlendirerek sanatın ölümsüzlükle ilişkisini anlattı.

Nilüfer Belediyesi tarafından düzenlenen “Koza Buluşmaları”nın bu ayki konuğu, ödüllü yazar Yavuz Ekinci oldu. Hakan Akdoğan moderatörlüğünde, Koza Kütüphane’de gerçekleşen “Hafızanın Kırılganlığı, Sanatın Dayanıklılığı” başlıklı söyleşide Ekinci, son romanı “Aziz”i, edebiyata bakış açısını ve sanatın ölümsüzlükle olan bağlantısını detaylandırdı.

“AZİZ”: KOLEKSİYONCU BİR SANAT ANLATISI

Ekinci, 10. kitabı olan “Aziz”in hikayesini şöyle aktardı: “Aziz Mirzade, üç kuşak koleksiyoncu bir aileden geliyor. Hayali, henüz parlamamış bir sanatçıyı keşfetmek, ona hamilik etmek ve komisyoncusu olmak. Bu yolda 16 yaşındaki Timur’u keşfeder. Timur kısa sürede dünya çapında bir sanatçı olur ve 27 yaşında büyük bir sergi açtıktan sonra intihar eder. Roman, Aziz’in Timur’un insan sırtına dövme olarak yaptığı üç yeni eserinin peşine düşmesini anlatıyor.”

“Oldum olası farklı hayatlar yaşamak istedim,” diyen Ekinci, bunun hikayeyi okuyarak, izleyerek veya yazarak mümkün olduğunu ifade etti. Yazmanın bir hikayeyi en üst düzeye taşıdığına inandığını belirten Ekinci, her yazdığı metinde yeni bir hayatı deneyimlediğini vurguladı. Ekinci, “Edebiyat; başkasının hikayesini kendi hikayenmiş gibi anlatmak, kendi hikayeni de başkasının hikayesiymiş gibi anlatma sanatıdır. Her yazdığım metne kendimden bir şeyler katarım,” diye ekledi.

KORKU VE UMUT ARASINDAKİ İNSANLIK ARAYIŞI

İnsanın korku ve umut arasında sıkışmış bir varlık olduğunu dile getiren Ekinci, “Bütün eylemlerimizi bu iki uç arasındaki sıkışmışlık belirler. İnsanoğlu ölümlü olduğunu biliyor. En büyük umudu ise ölümsüz olmak. En büyük korkusu da unutulmaktır. Bu unutulma korkusu ve ölümsüz olma arzusu arasında sıkışmış her insan arayışa girer. Kimi bunu bir eser üreterek yapar, kimisi de sanat eseri koleksiyonlarını biriktirerek var olma tutkusunu yaşar,” şeklinde konuştu.

Söyleşinin sonunda katılımcılardan gelen soruları yanıtlayan Yavuz Ekinci, kitaplarını da okurları için imzaladı.